İnsanlar dünyevi zevklerinde kaybolmuştur. Dünyevi zevklerin insan için bir ihtiyaç olduğu şüphesizdir çünkü bu zevkler insanın varoluşuyla yüzleşmesini geciktirir. Ancak bu durum artık kontrolden çıkmıştır. Büyüyen her kurum, oluşum ve yapılanma gibi insanın egosu da amacını kaybetmiştir. İnsanın egosunun asıl amacı kişinin dünyevi çıkarlarının peşinden giderek bu dünyada hayatını idame etmesini sağlamakken artık insanın egosu maruz kaldığı dünyevi zevklerden dolayı amacından sapmıştır. Bu açgözlülük hali, insanın giderek zayıflayan manevi tarafını daha da fazla zayıflatmıştır. Bunun sonucu olarak insanlar sadece kendi çıkarlarının peşinden giden yaratıklar haline gelmiştir. İnsanın egosu bu süreçte sadece yeteri kadarını sağlamak noktasından bir açgözlülük haline evrilmiştir. Bu dönüşüm sadece bireyi değil toplumu da etkilemiştir çünkü bu durum insanlar arasındaki rekabeti de arttırmıştır. İnsanın egosunu tatmin etmesi için sürekli güç,para,şan,şöhret vb. şeyleri arzulaması insanın ve bunların uğruna gösterilen aşırı uğraş ve çaba insanın ruhuna sürekli kin,kıskançlık ve nefret pompalar. Bu da insanın aklını,düşünce ve karar verme yetilerini ciddi derecede baltaladığından mütvellit bir ilkelleşme söz konusudur. Nitekim bu durum nedeniyle insan şu an düşünsel açıdan en ilkel halindedir. Şu anda insandaki ego, hala bir amaca asıl amacı olmasa da hizmet etmektedir. Fakat eninde sonunda insan, zihnindeki derinliği tamamen kaybedecektir dolayısıyla da hizmet edecek bir amacı da kalmayacak ve de mantık yürütme yetisini kaybederek mantıksal olmayan tamamen rastgele şeyler yapacak yani kısacası delirecektir. Sonsuz teknoloji ve amaçtan yoksunluk birleşecek bunun sonucunda etik değerlerden yoksun amaçsız bir toplum yapısı oluşacaktır. Buna ise moral çöküş denir. Şu anda insanlık moral çöküşün başlarındadır. Eğer bir şeyler yapılmazsa durum bu hali alacaktır.
Moral Çöküş
yazarı:
Etiketler:
Yorumlar
“Moral Çöküş” için bir yanıt
-
Bu konuda acaba ne yapılabilir? Ego doğası gereği açgözlüdür, tatmin olmaz ve hep daha fazlasını ister. Burada bir sorun yok. Esas sorun egoyu dengelemesi ve kontrol altında tutması gereken akıl ve duygu ( ruh, inanış gibi) nerede, niye bu görevini yapamaz bir hale geldi ve egonun bu kadar baskın olmasını engelleyemedi. Bu konuda da bir fikrinizi yazar mısınız?
Bir yanıt yazın