“Bilge bir insana bütün dünya açılır. Çünkü tüm evren iyi bir ruhun yurdudur.” (Democritus of Abdera, fragment 247. )sözü her şeden önce evren ve bilgelik kavramları arasında bir bağ olduğunu söylemektedir. Bunu anlamak için bahsedilen sözün ilk cümlesine bakılmalıdır. Burada geçen “Bilge bir insana bütün dünya açılır.” kime bütün dünyanın açılacağını göstermektedir. Bunun ardından gelen cümlenin “Çünkü…” şeklinde başlaması ilk cümlede olan şeyin nedeninin açıklanacağının göstergesidir. Burada belirtilen sebep “…tüm evren iyi bir ruhun yurdudur.” şeklindedir. Bu ifadeden anlaşılan şey ilk cümlede geçen “Bilge İnsan” kavramı ikinci cümledeki “İyi Ruh” kavramıyla eş tutulmuştur dolayısıyla da bütün dünyanın açılmasının nedeninin bilge insandaki iyi ruh sayesinde olduğunu öne sürer. Ayrıca bahsi geçen “İyi Ruh” haline ulaşmanın yolunun bilgelikten geçtiği de bu sözden anlaşılabilir.
Bu söze bakıldığında anlaşılabilen ilk neden-sonuç yukarıda bahsedilen olsa da bu söz başka ,daha da önemli olan, bir anlam ilişkisini daha barındırmaktadır. Buysa evren ile ruh arasında olan bağdır. Çünkü bir önceki paragrafta çözümlenen sözün doğru olabilmesi için bu şekilde bir bağın varlığı gereklidir. Ancak burada bağlantı sadece evren ve ruh arasında değildir. Bahsi geçen sözde evren,ruh ve bilgelik arasında bir bağlantı vardır.
İnsanların merak edeceği şey ise, neden bu üç kavram arasında bir bağlantı olduğudur. Bunuysa şu şekilde açıklamak doğru olacaktır. Öncelikle bahsedilen sözün ikinci cümlesine bakılmalıdır; “Bilge bir insana bütün dünya açılır. Çünkü tüm evren iyi bir ruhun yurdudur.”
Burada bahsedilene göre “İyi Ruh” ve evren arasındaki bağlantı “İyi Ruh” ait olduğu yerin evren şeklinde açıklanmıştır. Bu aidiyetin sebebiyse “İyi Ruh”taki bilgeliktir. Çünkü bilgelik insanın evrenİ anlamasını sağlar. Bu bilgeliğin kaynağını ise ben egonun ölümüne dayandırıyorum. Çünkü bilgelik bilinen bilginin uygulanmasıdır bu durumda ise bilinebilecek şey evrenin büyüklüğüdür. Bu bilgi uygulamaya koyulduğu zaman kendini her şeyde büyük göstermeye çalışan benmerkezci ego, aklın egonun alçaklığını ve kendi küçüklüğünü anladığı zaman ölüme uğrar. Ego, öldüğü zaman çıkar ve arzunun büyük çoğunluğu kaybolur. Kötülük ise etik olmayan çıkar olduğundan dolayı egonun ölümüyle kötülüğün işlenmesine sebep olan etmenler de ortadan kalktığı için “Ruh” , “İyi Ruh” haline gelir. Bu şekilde everen ve ruh arasındaki bağlantı kurulmuş olur. Bugün dünyadaki neredeyse bütün din ve inanç sistemlerinin kalbinde de bu düşünce yatar. Bunlara birkaç tane örnek vermek gerekirse İslam, Panteizm, Şamanizm, Spirütüalizm ve daha niceleri örnek gösterilebilir. Ayrıca bugün gerçekten bilge olan insanlara gidip sorulduğunda da aynı cevap alınır. Bununla da birlikte Güney Amerika’daki çoğu inanç sistemi için önemli bir yeri olan ve kutsal sayılan Ayahuasca adlı bir içeceği içerek ayin yapmak da bununla alakalıdır. Bu içeçeğin en büyük özelliği DMT adlı bir maddeyi içermesidir. Bu maddenin içilmesinin bir amacı “Ego Ölümü” adında bir deneyimi yaratmasıdır. Bunun İslamdaki karşılığı ise Tasavvuf anlayışının çok önemli bir noktası olan “Cihad el Nefs”tir. Bu kavram “egoya karşı savaş” yani insanın kendi istek ve arzularıyla olan savaşı şeklinde Türkçe’ye çevirilebilir.
Kısacası evren,ruh ve bilgelik arasındaki bağlantı evrenin büyüklüğü ve egonun ölümüyle alakalıdır. Bu büyüklüğü akıl farkedince zaten egonun gereksizliği de farkedilir bu ise ruhu temizler çünkü ruh kötülükten çıkar ve iyi ruh haline gelir, daha sonra ruh benliğini kaybettiği için evrenle bir olur.
Bir yanıt yazın